Veysel Karanî
Dünyaya gözlerini Karen köyünde açtı
Bir sabah seherinde doğdu Veysel Karanî
İçinden gelen hisle putpereslikten kaçtı
Nur oldu rahmet gibi, yağdı Veysel Karanî
Develerin çobanı vadilerin gülüydü
İnsanların gözünde divaneydi deliydi
Gönlü ulvî hislerle kaynaşan bir veliydi
Zifirî karanlığı boğdu Veysel Karanî
Huzuru tefekkürde, Hakkı zikirde buldu
Tevazuda yüceldi, nasıhatleri boldu
Tekvada eşi yoktu, kalbi imanla doldu
Hikmetleri gönlüne yığdı Veysel Karanî
Ufku öyle genişti semayı izliyordu
Dünyayı kurtaracak birini özlüyordu
Bir haber gelir diye yolları gözlüyordu
Çöllerin ortasında bağdı Veysel Karanî
Peygamber zuhur etti haberini almıştı
Kelime-i tevhidi hisleriyle bilmişti
Gidip göreyim diye anasına gelmişti
Anası yok der, boyun eğdi Veysel Karani
Peygamber aşkı ile yanıp tutuşuyordu
Duyduktan sonra onu anıp tutuşuyordu
Anası onu ölür sanıp tutuşuyordu
Peygamber sevgisinde dağdı Veysel Karanî
Anası der ki yavrum yüreğimi doğrama
Sen gidip gelesiye taş basarım bağrıma
Yalnız evinde git gör başka yere uğrama
Uçtu başı göklere değdi Veysel Karanî
Issız vadiler, dağlar, kızgın çölleri aştı
Peygamberin evine Medine’ye ulaştı
Peygamber Tebükteydi, önemli bir savaştı
Ağladı göz yaş ile çağdı Veysel Karanî
Peygamber Efendimiz seferinden dönünce
Doğru mescide koştu devesinden inince
Ashabına Üveysi övgü ile anınca
Herkesin yüreğine sığdı Veysel Karanî
Mikdat Bal